Yurt içi yerleşik sektörlerin finansal yükümlülükleri 193 trilyon TL’ye ulaştı
Investing.com – Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 2025 yılı ikinci çeyreğine ilişkin “Finansal Hesaplar Raporu”nu yayımladı. Rapora göre, dönem sonu itibarıyla yurt içi yerleşik sektörlerin toplam finansal varlıkları 182 trilyon TL olurken, aynı dönemde finansal yükümlülükleri 193 trilyon TL olarak gerçekleşti.
Bu veriler doğrultusunda Türkiye ekonomisi yılın ikinci çeyreğini 11 trilyon TL’lik net finansal pozisyon açığı ile tamamladı. Bu açık gayrisafi yurt içi hasılanın (GSYİH) %22,3’üne tekabül ederken, oran bir önceki çeyreğe kıyasla yatay seyrini korudu.
Ekonominin net borçluluk durumu sınırlı iyileşti
TCMB verilerine göre, bir önceki çeyrekte GSYİH’nin %5,4’ü düzeyinde net borçlanma gerçekleştiren toplam ekonomi, bu çeyrekte net borç alma oranını %2’ye düşürdü. Böylece önceki döneme kıyasla daha sınırlı bir dış kaynak ihtiyacı oluştuğu görüldü.
Sektör bazında değerlendirildiğinde ise, genel olarak toplam ekonominin finansal borçlu pozisyonunu sürdürdüğü tespit edildi. Hanehalkı ile yurt dışı sektörlerin yurt içi diğer sektörlerden alacaklı konumda olduğu, buna karşın finansal olmayan kuruluşlar ve genel yönetimin borçlu pozisyonda bulunduğu belirlendi.
Hanehalkı ve şirketlerin varlık-yükümlülük kompozisyonu
Hanehalkı finansal varlıklarında en büyük payı yaklaşık %58 oranıyla para ve mevduat kalemi oluşturdu. Hanehalkı yükümlülükleri ise neredeyse tamamen kullandıkları kredilerden meydana geldi. Bu durum, bireysel finansal yapının krediye dayalı olduğunu ortaya koydu.
Finansal olmayan kuruluşlar açısından değerlendirildiğinde ise hem finansal varlık hem de yükümlülüklerin belirleyici kalemleri farklılaştı. Varlıklar içerisinde %53’lük payla hisse senetleri öne çıkarken, yükümlülüklerde %49 oranla özkaynaklar ilk sırada yer aldı. Bu yapı söz konusu kuruluşların sermaye piyasalarına olan yüksek bağlılığını gösterdi.
Borçluluk oranları uluslararası karşılaştırmada düşük seviyede
TCMB raporunda yer alan karşılaştırmalı verilere göre, Türkiye’deki yerleşik sektörlerin toplam borçluluk seviyesi diğer ülkelerle kıyaslandığında düşük kalmaya devam etti. 2025 yılı ikinci çeyreği itibarıyla kredi ve borçlanma senedi niteliğindeki toplam borcun GSYİH’ye oranı %92 oldu. Bu oran, bir önceki çeyreğe göre sınırlı bir artışı işaret etti.
Bu veriler yerleşik sektörlerin borçlanma açısından uluslararası ortalamaların altında kaldığını ve bu durumun makroekonomik istikrar adına önemli bir gösterge olduğunu ortaya koydu. Borçluluk düzeyindeki bu nispi ılımlı seyir, iç finansal yükümlülüklerin sınırlı büyüdüğünü yansıttı.



